CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu önceki günkü grup toplantısında, konuşmasının büyük kısmını parti içi tartışmalara ayırdı. Kitlesinin oyunu yüzde 48’e çıkardığını vurgulayan Kılıçdaroğlu’nun, “Ne seçimi aldığımızda haksızlığa karşı mücadeleyi bırakacaktık ne de seçimi alamadık diye mücadeleyi bırakacağız. Eğer 25 milyona ulaşan değişim yeterli değilse, başarısızlık benimdir; bu sayıyı artıracak değişimleri üretme görevi de benimdir” sözleri ise parti içine mesaj olarak nitelendirildi.
(Kemal Kılıçdaroğlu)
Siyaset bilimci Dr. Giray Gerim, “Son CHP grup toplantısını değerlendirdiğimizde, CHP liderinin ve yönetiminin kamuoyundaki atmosferi ve beklentileri ya iyi anlayamadığını ya da anlamazdan geldiğini görüyoruz” dedi.
‘PARTİ İÇİ HAVAYA BAKAR’
Kılıçdaroğlu’nun, “ne kadar başarılı bir siyasi strateji şekillendirdiklerini, ne kadar doğru bir seçim kampanyası yürüttüklerini” anlattığını söyleyen Gerim, “Yüzde 48’lik oy oranının ‘birleştirici’ diye nitelediği siyasetin başarısı olduğunu savunuyor. Parti elitlerini de buna inandırmaya çalışıyor. Muhtemelen sonuçları bu şekilde çerçevelediğinde bir özeleştiri gereksiniminin de ortadan kalkacağına inanıyor. Çok enteresan bir yaklaşım” diye konuştu.
(Giray Gerim)
Liderlik tartışmasını da bu çerçevede okumanın faydalı olacağını kaydeden Gerim, “Kılıçdaroğlu’nun, kendi cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde de benzerini gördüğümüz üzere geçmiş seçim başarısızlığını toplumun genelinden farklı şekilde çerçeveleyerek partilileri ve muhalif kamuoyunu bir dayatmaya maruz bırakmaya çalışacağını düşünüyorum. CHP, halihazırda yönetici elit ve seçmen kitlesi arasındaki farkın en derin olduğu parti. Genel başkan, parti elitlerinden çok ciddi bir iç muhalefet gelmedikçe CHP’de seçmenin beklediği değişimin yaşanmayacağını çok iyi biliyor ve biraz da bunun rahatlığına sahip. Dolayısıyla kendisinin kamuoyundaki tartışmalara değil, parti içi havaya bakacağı ve orada desteği sürüyorsa koltuğunda kalmayı deneyeceği kanısındayım” ifadelerini kullandı.
‘STATÜKOYU KORUYANLAR VAR’
Siyaset bilimci Onur Alp Yılmaz da Kılıçdaroğlu’nun, önceki günkü konuşmasıyla “devam mesajı verdiği” görüşünde. “Lider değişimine işaret etmiyor” diyen Yılmaz, tartışmaların “tüzük tartışmasına” çekildiğini belirtti. CHP tüzüğünün halihazırda birçok siyasi partiden daha demokratik yapıda olduğunu kaydeden Yılmaz, “Ancak sürekli olarak ‘Bu seçim son seçim’ gibi bakışlarla bu tüzüğün demokratik niteliği yerine partinin genel başkanına tam yetki verilerek tüzük baypas ediliyor. Dolayısıyla sadece basit bir tüzük tartışmasına ya da teknik tartışmaya indirgenerek ideoloji ya da yeni bir liderlik tartışmasının önüne geçilmeye çalışıldı. ‘Değişim varsa da ben yaparım’ noktasından bir bakışla önüne geçilmeye çalışıldı” dedi.
(Onur Alp Yılmaz)
Bu durumun “genel merkezin, muhaliflerin önünü kesmek için ortaya koyduğu genel bir çerçeve olduğunu” kaydeden Yılmaz, “Alışkanlıklar, pratikler var. Bu alışkanlıklar, statükonun, parti yönetiminin, parti elitlerinin içindedir, genel başkan düzeyindedir. Bu alışkanlıklardan vazgeçmeden sonuç almak zor gözüküyor. Liderliğin de değişmesi elzem. Statükoyu, koltuğunu korumaya çalışan bir yapıyla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
