Son olarak 2013-2014 sezonunda şampiyonluk yaşayan bir camiadan bahsediyoruz; Fenerbahçe… Sarı lacivertliler tam olarak 10 senedir ligde mutlu sona ulaşamıyor. Peki bu sezon büyük karakterli ve kaliteli futbolcular transfer edilmesine rağmen, yaşanan sıkışıklığın arkasında hangi sebepler yatıyor? Gelin hep birlikte göz atalım…
FUTBOLCULAR ATMOSFERDEN PANİKLİYOR
Kendimi bildim bileli Kadıköy’de maç izlemek büyük bir keyif… Ancak bir gazeteci olarak basın tribününde izlediğim karşılaşmalarda ben dahi ‘gerim gerim’ gerilebiliyorum. Saha içerisinde Fenerbahçe armasını göğsünde taşıyan futbolcular özellikle son birkaç sezondur top ne zaman ayaklarına gelse, skordan bağımsız olarak panik yapabiliyor. 10 senedir şampiyonluk elde edilememesinin camia ve taraftar üzerinde oluşturduğu yoğun bir baskı aşikâr…
ZAMANINDA GALATASARAY’IN YAŞADIĞI GİBİ…
Zaten bakıldığı zaman bu baskı gerçek olmasa, deplasmanda gümbür gümbür oynayan takım, içeride Samsunspor ve Alanyaspor karşılaşmalarında beraberlik alarak puan kaybetmezdi. Tıpkı zamanında Galatasaray’ın Kadıköy’e geldiği her sene psikolojik olarak ‘baştan kaybetmesi’ gibi Fenerbahçe’nin de bu sezon rakiplerine karşı oynadığı oyun sıkışıyor.
TARAFTAR ARTIK ‘ORGANİZE’ OLMALI!
Herhangi bir Fenerbahçeli futbolcu, 5 dakika önce yaptığı olumlu bir hamleden ötürü büyük alkış alırken; 5 dakika sonra yaptığı en ufak hatada hemen tepkilerin merkezine oturtulabiliyor. Üç kulvarda birden zirveye oynamak niyetinde olan takım, taraftarın bu yönlendirmesiyle kendi içinde ve evinde ‘sürklase’ olabiliyor. Öncelikle taraftarın kalan haftalarda mutlaka bu konuda organize olarak hareket etmesi ve maç bitmeden herhangi bir oyuncuyu düşürecek hamlelerde bulunmaması gerektiğine inanıyorum.
TADIC BİLE ELEŞTİRİLİYOR!
Takımın oyun aklı olan ve saha içerisinde arkadaşlarını her açıdan yönlendiren, attığı kilit paslarla çoğunlukla ‘net görünmeden’ fark yaratan Dusan Tadic bile gerek stat, gerekse sosyal medyada ağır şekilde eleştirilebiliyor. Girdiğimiz bu haftalarda aslolan konunun ‘istenen skoru almak’ olduğunu sarı lacivertli taraftarların iyice kavraması gerekiyor.
FRED KONUSUNDA DAHA SAKİN İLERLENMELİ
Üç kulvarda birden ilerlerken sezonun en kilit isminin Fred olduğunu görüyoruz. Fenerbahçe’nin tüm saha içi bölgelerindeki bağlantılarını deneyimiyle muhteşem şekilde kontrol eden ve yapan Fred, her karşılaşmada ‘sonuna kadar’ kullanılmaması gereken bir yıldız… Burada Brezilyalı oyuncu sakatlıktan döndükten sonra kilit karşılaşmalarda rolünü oynayıp, daha sonra kenara alınması ve her daim bir sonraki adım için hazır tutulması iyi olur diye düşünüyorum.
KRUNIC’TEN FRED BEKLEYEMEZSİN!
Peşinden 6 ay koşulduktan sonra transfer edildiğinde hep söylemiştim. Rade Krunic ile Fred çok farklı tipteki oyuncular… Bosna Hersekli oyuncudan, yeni bir Fred veya ona benzer bir etki beklemek başta futbolun diline haksızlık olur. Belki gelecek maçlarda Fred ile istenen skorlar alındıktan sonra Krunic hamle oyuncusu yapılarak orta sahadaki dengeler düzeltilebilir. Ancak Krunic de başka herhangi bir isim de doğal olarak Fred değil, olamaz da!
FENERBAHÇE İÇERİDE 2 ÖN LİBERO İLE OYNAR MI?
Bir sorum da teknik heyete olacak… Kasımpaşa karşılaşmasında bu konuya sıkça değinildi gerek TV programları gerekse sosyal medyada… Fenerbahçe, Kadıköy’de 2 ön libero ile oynar mı? Evet belki oyunculardan biri merkez orta sahada konumlanıyor olabilir. Ancak Kasımpaşa dahi 2 hücum ağırlıklı orta sahayı ileri sürerken, sadece duran toplardan skora etki edebilen Fenerbahçe; nasıl kendi evinde açıkça ‘savunan’ rolüne bürünebilir? Bana pek mantıklı ve doğru gelmiyor…
İKİ VE ÜÇÜNCÜ BÖLGE BAĞLANTISINDA BÜYÜK SORUN VAR
Fred’in varlığı ve yokluğu fark etmeksizin hücumda orta bölgeden, merkezden fark yaratan Sebastian Szymanski’nin acilen toparlanması gerekiyor. Polonyalı yıldız da biraz Fred’in varlığına bağlı bir performans ortaya koyuyor ancak Fenerbahçe ligde şampiyonluğu göğüslemek istiyorsa acilen 2. ve 3. bölge bağlantısını kurma konusunda alternatifler üretebilmeli…
B VE C PLANLARI HÂLEN YOK! RAKİPLER ÇÖZÜYOR…
Burada teknik direktör İsmail Kartal ve ekibine de büyük bir pay düşüyor. Çünkü sezon başından beri Kartal ile ekibinin herhangi bir B ve C planı olmadan hep benzer oyunları sahaya sürüyor oluşu, Fenerbahçe’nin rakipleri tarafından kolaylıkla çözülmesine yol açıyor. Hâl böyle olunca da doğal olarak hem taraftar hem de futbolcularda dönem dönem hayal kırıklıkları olması normal…
YOĞUN FİKSTÜRDE ROTASYON ÇOK ÖNEMLİ…
Mert Hakan Yandaş, Serdar Dursun ve Michy Batshuayi gibi kenarda kalmalarına rağmen kendini hazır tutan oyuncular varken Fenerbahçe belki rahat gibi gözükebilir ancak şimdi salı günü Ankaragücü karşılaşmasıyla başlayacak olan süreçten itibaren Kanarya, çok yoğun bir fikstüre girecek. Önce kupada Ankaragücü, ardından ligde Hatay maçı var. Sonrasında Konferans Ligi’nde Belçika’nın dişli ekibi Union SG deplasmanı, ardından içeride Pendik ve sonrasında yine içeride Union SG rövanşı oynanacak. Devamında ise bana göre sezonun kırılma maçlarından biri olan Trabzonspor deplasmanı var. Bu fikstürde İsmail Hoca ve ekibinin çok iyi bir rotasyon ağı oluşturması gerekiyor. Yoksa Fenerbahçe için işlerin pek de iyi gitmeyebileceğini öngörmek için futbol yorumcusu olmaya gerek yok…